top of page
Yazarın fotoğrafıPelin Alpaslan

Benim Adım Hayat

Pes etmeyişteki erdeme o kadar inanırız ki bazen vazgeçmemiz, bırakmamız gereken şeylere de o gazla sarılmaya devam ederiz. Yani uçuruma gittiğimizi gördüğümüz yolda pes etmemek adına yürümeye devam ederiz, hatta kendimizi motive ederiz, "ne olursa olsun vazgeçmeyeceğim, bu bana göre değil"diye.

Aslında bazen pes etmek iyidir. Bırakmak, çekip gitmek bazen, iyidir.

Ve işte tam da burada ne için pes etmediğimiz çok büyük önem arz ediyor. 😊


Ben Güler Özince'nin Benim Adım Hayat şarkısını dinlerken hep neden pes etmemem, vazgeçmemem gerektiğimi çok net bilerek dinliyorum! Şarkı öyle ince, öyle naif, öyle huzurlu ki.. Kendimden asla vazgeçmem, benim adım hayat 🤩


Sonra Audrey'in o güzel sözleri geliyor aklıma: "Hayat bana ne yaşatırsa yaşatsın, karşıma ne kadar kötü insan çıkarsa çıksın, ne kadar canım acırsa acısın bu üç şeyden vazgeçmeyeceğim; kendim olmaktan, iyi olmaktan ve nefes aldığım her saniye için mutlu olmaya çalışmaktan"


Hayat sana güzel derler ya evet aynen hayat bana güzel işte 🐣 Bu hayatı yaşamayı seviyorum, neye göre kime göre tadını çıkarabiliyorum, doğru mu yaşıyorum, normali ne bilmiyorum. Hayatın beni yaşamasından da ben hayatı yaşamayı tercih ediyorum.


Ufak şeylerden mutlu oluyorum mesela, gülmek için büyük sebeplere ihtiyacım yok.

Yeni açmış yaseminle sarılı bir duvarın yanından yürürken doyasıya içime çekerken kokusunu ya da durup gökyüzünün tüm renklerini hayran hayran izlerken mutlu oluyorum. Kızımın gözlerinin içine bakabildiğim, hayatı onunla paylaşabildiğim için mutlu oluyorum. Bazen yağmur altında ıslanırken ya da özgürce uçan bir kuşa göz kırparken, bana kuyruk sallayan bir köpeğe “naber” derken mutlu oluyorum..


Belirsiz olan hiçbir şey için zamanımı harcamamaya çalışıyorum. Değer yargılarım maneviyat üzerine kurulu. Kimseye bir zararı dokunmadığı sürece herkesin istediği her şeyi gönlünce yapabileceğine inanıyorum. Eleştirilme korkusunu taşımanın ya da mükemmel olamama endişesinin aslında kendimi gerçekleştirmemin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu biliyorum. Çünkü bunlar benim istediğim değil başkalarının beklediği hayatı yaşamama neden oluyor. Şu "elalem" denen topluluğun beni etkilediğini fark ettiğim an "kim ne isterse düşünebilir, ben kendimi ve niyetimi biliyorum" diyorum. Ahh tecrübelerimi çok seviyorum, yeni şeyler denemekten korkmuyorum. Öyle aman da birileri beni sevmezse ya da istediklerim olmazsa "ben bu işte yokum" gibi düşüncelere kapılıp fevri tepkiler vermiyorum.


Evet çok kimliğimiz var; ben hem anne, hem evlat, hem çalışan, hem yönetici, hem arkadaş, hem gönüllü, hem hem hem.. Tüm rollerimin farkındayım ama kendimi de seviyorum! Güzel olmak gibi kaygılarım yok aslında neşem yerindeyse günüm güzel. Mutsuzsam da mutlu görünmek için çabalamıyorum eskiden yaptığım gibi. İhtimaller üzerine kendimi yorduğum düşüncelerim olursa hemen fark edebiliyorum, biliyorum ki her şey akışında ve serbest olunca güzelleşiyor, ben de bırakıyorum kendimi o akışa ve sürecin bana getirdiklerine odaklanmayı seçiyorum.


Sağlık varsa herşey hallolur!


Param da varken keyfime harcıyorum, şarkılar söylüyorum, dans ediyorum, kadehlerimi sevdiklerime kaldırıyorum! Sefam olsun 🎉


Öğrenmeyi seviyorum, her yaşımda biraz daha yeni neler öğrenebilirim, kendimle bu dünyayla ilgili neler keşfedebilirim diye hala heyecanlanıyorum. Derinleşmekten haz alıyorum, sevdiğim konularda daha derine inmek, sevdiğim insanlarla daha derin sohbetler yapabilmek..


Kariyerime önem veriyorum ama hayat kariyer değil, sevdiklerime zaman ayıramazsam da eksik hissediyorum. O yüzden bu ay çok çalıştım biraz gezeyim diyorum 🤩 Sevdiklerimle kucaklaşmaya bayılıyorum! Farklı insanlar, farklı renkler olsun, hayatımda çeşitliliği de seviyorum. Kendi hayatım için, ben ne kadarsam, gücüm neye yetiyorsa onu yapıyorum, her fırsatı değerlendiriyorum. Ama yapamadıklarım için oturup ah vah etmiyorum 😎


Ben "hayat çok hızlı akıyor ve yakalayamıyorum" hissine kapıldığım zamanlarda şöyle bir durup tamam diyorum. Kendi başıma yapabildiklerim ile gurur duyuyorum. Kaygılarımın, üzüntülerimin hayatımı ele geçirmesine izin vermiyorum. Ya hatta ben baktım kırılıyor muyum, artık "tamam" diyebiliyorum gerektiğinde, "kırdığı yerden kopsun o zaman" . Her zaman, her şeye şükrediyorum. Çünkü derslerimi alıyorum, ceplerime koyuyorum.


Gönül terazimi dengede tutmayı öğreniyorum. Alma verme dengesi çok kıymetliymiş. Kimde ne kadarsam ben de o kadar değer vermeye gayret ediyorum. Bir konuda haklı olduğumu düşünüyorsam, karşımdaki anlasın diye kendimi paralamıyorum, ısrarla kendimi açıkladığımı fark ettiğimde, susuyorum. Kendimi yormuyorum.


Her hayırda bir şer, her şerde bir hayır vardır derler ama görüyorum ki hala iyinin içinde kötü aramıyorum da kötüde iyi bir şeyler arıyorum.

Hoşuma gitmeyen bir durumda moralimi öyle hemen bozmuyorum, amaaa sevinçlerimi sonuna kadar yaşıyorum! Negatif insanlardan uzak duruyorum, hayır demeyi öğreniyorum, ne yapıyorsam kendim için yapıyorum.


Doğaya aşığım, her fırsatta doğaya kaçmayı tercih ediyorum. Ama hiç görmediğim bir şehrin sokaklarında da gezmeye de bayılıyorum. Görmek isteyip de henüz gidemediklerim için harika hayaller kuruyorum, gidebildiğim yerlerde de yeni insanlarla tanışmaktan keyif alıyorum.

Hepimiz de yaş aldıkça daha net görüyoruz ki zaman geri de alınamıyor, biriktirilemiyor da.. Peki onu nasıl harcamak isteriz, doya doyaa 🥳


Sözün özü benim adım hayat. Bedenimi bir gün toprağa teslim edeceğimi biliyorum ama bugün o bedenle yapabileceğim her şeyi yapmaya çalışıyorum 💪 Bu hayatı seviyorum ve onun tarafından da sevildiğimi biliyorum. Siz de sevin bence. Ne kadar severseniz o kadar karşılığını alıyorsunuz çünkü.


Nefes alma şansınızı iyi değerlendirin. Sevin, sevilin, aşk yaşayın, aşk acısı da çekin, ağlayın, mutlu olun, koşun, zıplayın, gezin, tozun.. Yeter ki hayatı hakkıyla yaşayın 🤘

402 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Post: Blog2_Post
bottom of page