top of page
Yazarın fotoğrafıPelin Alpaslan

Postmodern İllüzyon


Meksikalı illüstrator Idalia Candelas'ın yalnız yaşayan kadınları çizdiği serisine denk geldiniz mi? Hayatın aslında basit zevklerinden nasıl keyif alacağını bilen bu kadın tasvirleri, çağımızdaki yalnızlıkla ilgili yazdırdı bana. Postmodern yalnızlık...


Felsefi bir yaklaşım olarak değil de,

bir yaşam stili boyutunda postmodernizmi belli ölçüde anlayabilmek için, önce modernizmi anlamak gerekli olabilir.

Çünkü postmodernizm;

ister modernizmin devamı olsun,

isterse onun karşıtı,

her halükarda modernizmin getirdiklerinin yapısını bozmaya yöneliktir.


Evet, aydınlanma sonucunda ortaya çıkmış olan modernizmin en önemli dayanağı "akılcılık".

Bilim, teknoloji, felsefe, sanat...

Hep tek bir gerçeklik var ve o gerçekliğe ulaşabilmek için "tek yol akıl".

Akıl sayesinde her sorunun cevabı verilir, değer yargıları ve doğrular vardır.

Hukuk, ahlak ve etik evrensel olarak kurulabilir.

Dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın evrensel ve tek tip bir ahlaka ulaşılacağına olan iyimserlik vardır.


Modernizmde özne kalıtsal olarak oluşturulurken,

postmodernizmde kimlik değişken ve oluşturulandır.

Postmodern yaşamda modern insanın aydınlanmacı değer yargıları sorgulanır, önceden doğruluğu kabul edilen şeylerden şüphe edilir.


Postmodern insan özgür, spontan, bağsız, ön kabul ve kuralların sınırlayıcılığı olmadan kendi hayatını kendi belirler.


Yani "benlik" bir efsanedir ve kişinin sosyal deneyimlerinin ve kültürel bağlarının bir bileşiminden ibarettir.


Kimlik akışkan ve uygulayıcıdır.

Kendinin hatta cinsiyetinin gerçek bir tanımı yoktur, kimlikleri maske olarak koyar ya da sahnede aktörler gibi "benlik"ler yarıştırılır.

Kimlik bizden bağımsız değildir çünkü kimlikleri biz üretiriz.


Kendi ürettiğimiz gerçeklik paketine sardığımız "benlik"i yaşarken başkalarının bizim kim olduğumuzu etkilememesi gerektiğini, yalnızca kendi çabamızla bir "ben" olabileceğimizi yaşadığımız bir sistem.


Her şeyin mümkün olduğu bir sistem.

Olmayacak hiçbir şey yok. Olan her şey de kabulümüz. Her şey akış halinde.


Peki içimizdeki "ben"i keşfetme arzusuyla bu kadar anı yaşama ve akışa bırakma yaklaşımını benimserken;

yanılmamız / günden güne belirsizliğe, ironiye, kuralları yok etmeye doğru iten bir akımın içine çekilmemiz çok olası değil mi?


İmajın, hayalin ve insana yaşatılan hedonist duygunun tüketilmesiyle, her birimiz bu yavan, derinliği olmayan yüzeysel bir kültüre sürüklenmiyor muyuz?


Özgürlüğün yalnızca egoist arzu ve isteklerle bireysel anlamda gerçekleştirilebileceği yanılsaması beyinlerimize sokulmuyor mu?


Yaşamlar, dudaklarımızda geğirti şiirlerinden çok anlam kırılmalarıyla parçalanan bir şarap kadehi gibi etrafa saçılmıyor mu?


Bazen durup düşünüyorum.

Sanki bir çok kavram anlamını yitirdi, içleri boşaltıldı ve çarpıtılmış bir şekilde ortalıkta dolanıyor artık.

Postmodern dünya anlam derinliğinden yoksun geliyor zaman zaman.

Her şeyin müstehcen, aşikar ve daima hareket halinde olması ruhumuza ne kadar iyi geliyor olabilir?


Pessoa'nın dediği gibi "yalnızlık ve karanlık içinde sürünüyorlar" postmodern çağın karanlığı belki de bu.

Bu durumun altında kaldığımızda,

belirsizliklerin beraberinde yabancılaşma yaşayarak,

her şeyden şikayet eden, yersiz/yurtsuzlaşma olgusu ile büyüyen bireylere dönüşmek çok olası.


Tüm dünya birbiriyle bağlantı içinde olsa da her zamankinden daha yalnız hisseder olduk.


Postmodern yalnızlıkta herkesin kendi yolunu çizmesi gerektiği ve yalnızlığın korkunç bir şey olduğu empoze edildiğini söyleyebiliriz.


Ve bu birbirimizden daha çok korktukça daha da güçleniyor. Dahası artık bağlanmadan ama bağlantı içinde yaşamak istiyoruz.


Aslında postmodern zamanların sürüklediği bu yalnızlığı yaşamak yerine, gerçek yalnızlığımızın besleyici yanlarını bu illüstrasyonlardaki gibi farkındalıkla yaşamayı seçebiliriz. 🤟


Kim bilir belki de sonra dilsiz dudaksız konuşup elsiz ayaksız yürüyebileceğimize inandığımızda Rumi gibi, anlamı gerçekten kırmış oluruz... Tamam tamam o kadar da değil 😊


Inception filmindeki gibi rüyaya yatıp, rüyada olduğumuza dair kendimize işaret bırakabilsek yeter. Böylece en azından gerektikçe uyanırız 😊🤞


186 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

35lik Olmak

Comentarios


Post: Blog2_Post
bottom of page