top of page

Yeni Yaşım ve Hayatın Absürdlüğü Üzerine

ree

““Bugün bir yaş daha aldım 😊🫣

Yine türlü yenilik, dönüşümleri göğüslediğim, şahane anılar biriktirdiğim, çokça keyifli gün geçirdiğim, ama kimi zaman da yüksek bir dağa kaya çıkardığım bir yıl geçirdim.


Kaya işte düşüyor da, ben o kayayı kucaklamaktan, sırtlanmaktan asla vazgeçemiyorum.

Sisifos misali bir kabulleniş 🤔


Sisifos’un Kayası: Kabulleniş ve Tutku 🪨


Albert Camus’nun dediği gibi:

“The struggle itself towards the heights is enough to fill a man's heart. One must imagine Sisyphus happy.”


Kabul etmek ilk adım. Bu bilinç bizi başkaldırıya, özgürlüğe, tutkuya götürüyor.

“Sisifos’u bile mutlu düşün” diyen felsefe bu işte…

O umutsuzluğuna rağmen baş kaldırmış, cezasını kaderi yapmış ve kayayı kendi kayası haline dönüştürmüş.

Yani lanetin absürdlüğünü tamamen görmesine rağmen sadece çabalaması da onun baş kaldırısydı. 👊🏼 


Anlaşılan o ki yaşadığımız hayatın absürdlüklerini bildiğimiz halde meydan okuyabiliyorsak işte o zaman mutlu olabiliyoruz. 😊😊


Evet Camus diyor ki “kabullen” ama sızlanarak değil, yani bazen de hayatın anlamsızlığına karşı baş kaldırarak…


Çünkü hayatın anlamsız olması, yaşamaya değer olmadığı anlamına gelmiyor. Ve ben hayatımı seviyorum! 🤩 


Zorlu tecrübelerim de oldu belki ama hayata karışmak, onunla bir uyum içerisinde adeta dans edebilmek, yolumu bulmak, her koşulda küsmeden, usanmadan hareket etmek beni ben yapmaya devam eden bir yolculuk ♥️😎


Bazen yanlış yola gidebilirim, çıkmaz sokağa girebilirim, hatta duvara çarpabilirim, OLSUN.

Kaybettiklerim de olsa kazandıklarım hep daha çok her zaman 😏

Yolda olmak önemli 💪🏼 

Çünkü bence durmak, hiç yaşanmayan hayat demek.

Sürekli öğrenmeye, gelişmeye, ağız dolusu gülmeye ve deneyimlemeye 🍾🥂””


--------


Evet, birkaç yıl önce doğum günümü bu yazıyı yazarak, Sisifos’un kayasıyla kutlamıştım:

O zamanki yükler, düşüşler, yeniden başlangıçlar…


Şimdi görüyorum ki her yaşım bana yeni yeni sembollerle geliyor. (ya da gidiyor mu demeliyim 😄)


Kaya hala cepte 😊 Artık hikayeme bir de Theseus’un Gemisi eşlik ediyor.


Theseus’un Gemisi: Değişim ve Yolculuk ⛵


Hayat sadece yük taşımak değil; yüksüz olmak da değil…

Hayat aynı zamanda yol almak.

Tıpkı Theseues’un gemisi gibi hem de…  


Direkleri, halatları, tahtaları tek tek değişmiş ama gemi yolculuğuna hiç ara vermemiş.

Zamanla tüm parçaları yenilenmiş, ama ruhu, rotası ve denizle olan dansı devam etmiş.

Her dalgada biraz değişmiş, biraz büyümüş, ama yolculuğun kendisi adeta görkemli bir efsaneye dönüşmüş.


Biz de bazen o yolda eski parçaları bırakmak zorunda kalıyoruz: alışkanlıklar, ilişkiler, şehirler, düşünceler…

Bazıları değişiyor, bazıları kayboluyor. Kimisi kendiliğinden çıkıp gidiyor, kimisi de artık bize uymuyor.


Düşünüyorum bu ara: Hangi parçalarım değişti, hangileri aynı kaldı?


Peki ya sizin geminizde hangi parçalar değişti?


Ne dersiniz, Theseus’un gemisi parçaları değişti diye aynı gemi değil mi?

Bence aynı gemi. Çünkü gemiyi gemi yapan sadece parçaları değil; rotası, yolculuğu, göğüslediği dalgalar ve vardığı ufuklar. 🌊✨


Sisifos bana hayatı olduğu haliyle kabullenip gülümsemeyi öğretti.

Theseus’un Gemisi bana değişimin yok edici değil, yeniden kurucu olduğunu gösterdi.

Ve işte tam bu noktada muazzam bir şenlik var! 🎊😊


Eksilen günlerime rağmen, ruhumda artan çok şey var.

Direnç, merhamet, kahkaha, sevgi ve umut…


Ve hayatın absürtlüğüne karşı hala dolu dolu iştahla, merakla, kahkahalarla…


Hoş geldin yeni yaşım 🤍✨

 

 
 
 

Yorumlar


Post: Blog2_Post

Takip Et

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

©2022 by hangipelin. Proudly created with Wix.com

bottom of page